NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
الْبَزَّازُ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
هَارُونَ
أَخْبَرَنَا
هِشَامُ بْنُ
حَسَّانَ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ سِيرِينَ
عَنْ
عِمْرَانَ
بْنِ
حُصَيْنٍ قَالَ
قَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ حَلَفَ
عَلَى
يَمِينٍ مَصْبُورَةٍ
كَاذِبًا
فَلْيَتَبَوَّأْ
بِوَجْهِهِ
مَقْعَدَهُ
مِنْ
النَّارِ
İmrân b. Husayn (r.a),
Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Yalan yere;
"masbûra" yemini üzerine yemin eden kişi.cehennemdeki yüz üstü
kalacağı yerine hazırlansın."
İzah:
Ahmed b. Hanbel, IV,
436, 441.
"Masbûra"
sözlükte; hapsedilmiş demektir. Çünkü sabr; hapis manasına gelir.
"Masbûra yemini",
Kamus'da şöyle izah edilmektedir: "Üzerine yemin terettüp eden kişi o
yemin sebebiyle hapsedilir ve yemin edinceye kadar hapiste tutulursa, bu
yemine "masbûra" denilir."[Asim Efendi, Kamus Tercemesi, II,
929.]
Aslında, hapsedilen
yani masbûr olan; yemin değil, yeminin sahibidir. Fakat insan, bu yemin
sebebiyle hapsedildiği için, mecazi olarak yeminin sıfatı olmuştur.
İbnü'l-Esir, Nihaye'de;
"Kim habs yemini ile yemin ederse..." hadisindeki, sabr" ve,
hadisindeki "masbûra" kelimelerini izah ederken şöyle der: "Yani
kişinin ilzam edildiği ve onun yüzünden hapse atıldığı yemin. Bu yemin hüküm
cihetinden" sahibine lâzım (bitişik)dir. Her ne kadar aslında yemin sahibi
habşedilir ise de, bu yemine masbûra denilir. Çünkü kişi o yemin yüzünden
hapsedilmiştir. Dolayısıyla, yemin mecazi olarak haps ile vasıflanmış ve ona
izafe edilmiştir."
Aynî de; bir sonraki
hadisin, Buharî'deki rivayetinde bulunan; cümlesini izah ederken şöyle der:
"Bu yemin kendisinin üzerine sahibinin ilzam edildiği.ve zorlandığı yemindir.
O, sultanın, bir adamı yemin edinceye kadar bir yemin üzerine
hapsetmesidir." Yine Aynî'deki ifadeye göre; Dâvûdî: Bu yeminin manasının;
kişinin, insanların başlan üzerine yemin edinceye kadar tutulması olduğunu
söyler.
Bu ifadelerden
anlaşılıyor ki; masbûra yemini; yemin etmesi gereken kişinin o yemini edinceye
kadar hapsedilmesini icabettiren yemindir.
Hz. Nebi (s.a.v.), bu
hadiste; hapsedildiği konuda yalan yere yemin eden kişinin Cehennemdeki yerinde
yüzüstü kalacağını ifade etmektedir. Ter-cemeye "yüzüstü" diye
geçtiğimiz terkibindeki "bâ" harfi cerri "ala"
manasındadır. Bu terkibi, bizim terceme ettiğimiz manada değil de; "O yemini
sebebiyle" şeklinde anlayanlar da olmuştur. O zaman cümlenin manası;
"O yemin sebebiyle cehennemdeki yerine hazırlansın" olmuş olur. Ancak
bu mana sarihler tarafından pek tutulmamıştır.
Cehennemliklerin,
cehennemdeki.yerleri şu anda mevcuttur. Hadiste belirtildiği üzere yalan yere
yemin eden kişi, o yerinde yüzünün üzerinde sürünerek kalacaktır. Hz. Nebi
(s.a.v.) bu manayı, emir siğasıyla "hazırlansın" şeklinde ifade
etmiştir.
Yalan yere yemin
etmenin, son derece günah olduğunu gösteren birçok hadis vardır. Bundan sonraki
babda gelecek olan hadisler bunlardandır.